Veteriner Ziyaretini Daha Az Stresli Hale Getirmek İçin Adımlar

Veteriner Ziyaretini Daha Az Stresli Hale Getirmek İçin Adımlar

Köpeğiniz veterinerin sokağına bile girmek istemiyor, aşı ya da başka bir tedavi olurken tanımadığınız bir canlıya dönüşüyorsa bu yazı ilginizi çekecektir.
Hemen hemen her köpek sahibi için veteriner ziyaretleri kâbusları andırır. Veterinere alışmamış bir köpek rutin ziyaretlerde durmadan ağlayabilir, veteriner çalışanlarına, size ya da kendine zarar verebilir.
 
Bu ve buna benzer durumlar ile baş etmenizi kolaylaştıracak bazı yöntemler şu şekildedir:

1. Köpeği Veteriner Gezilerine Çıkarmak

 
Sıradan bir köpek için klinikler alışılmadık bir mekândan daha fazlasıdır. Birçok hasta ve tedirgin canlı vardır. Tıbbi altyapıları gereği köpekler için oldukça farklı kokular barındırır. Bütün bunların üzerine köpeğin kendi hastalığının verdiği histerik yapı eklendiğinde ziyaret, içinden çıkılamayan bir hal alabilir.
 
Bu durumları bir anda yaşamamanız için köpeğinizin klinik binasına yavaş yavaş alışması gerekir. Köpek, veteriner kliniğini sadece aşı ya da benzeri durumlarda gidilen bir yer olarak değil, rutin gezilerinde uğradığı bir mekân olarak görmelidir. Bunun için yapılacak en uygun şey ise gezi programınıza ayda birkaç kez veteriner kliniğini eklemeniz olacaktır.
 
Daha önce veterinere gidip tedavi almış bir köpek yine aynı huzursuz davranışları sergileyebilir. Bu gibi durumlarda ziyaret direkt olarak muayene odasına olmamalıdır. Köpeğinizin durumuna göre ziyaretler başta kliniğin olduğu sokağa, sonra kapısının önüne, bekleme salonuna ve en son muayene odasına yapılabilir. Bu aşamalar bir gün içerisinde değil, her ziyarette kademe olarak arttırılmalıdır. Zamanla mekâna alışan köpeğin veteriner hekim ile de kısa ve keyifli zamanlar geçirmesini sağlamak önemlidir.
 
Yapacağınız gezi ziyaretleri içinse klinikten o günün iş yoğunluğuna dair bilgi almalısınız. Bu sayede hem köpeğiniz çalışanlar ile sosyalleşebilir, hem de klinikte daha rahat dolaşabilir. Aynı zamanda ziyaret günü muhtemel bir bulaşıcı hastalık var ise bu bilgide öğrenilmiş olur.

2. Köpeği Eğitmek

 
Köpekler için eğitimin temeli koşullu şartlanmadır. Yaptığı davranış sonrası gelecek ödül ya da ceza için o davranışı yapıp yapmamaya şartlanır. Koşullu şartlanmayı keşfeden kişi ise Pavlo’dur. Köpek eğitimini daha iyi yapabilmeniz için koşullu şartlanma ve Pavlo’nun yaptığı eğitimler hakkında ayrıntılar fayda sağlayacaktır.
 
Köpek bir davranışı için yemek ve sevgi ile ödüllendirilir. Davranışı tetiklemek içinse bir ses ya da hareket kullanılır. Örneğin; köpeğinizi bir süre aç bırakıp uzaktan ıslık çalarak yemek verdiğinizde, köpek duyulan ıslığa karşı yemek beklentisi ile yanınıza gelir. Islık burada tetikleyicidir. Yukarıda savaş için kullanılan köpeklerin tetikleyici hareketi ise serbest bırakılmalıdır.
 
Veteriner Ziyaretleri İçin Davranış Eğitimi
 
Sedye üzerinde yatan bir köpeği diğer tarafa çevirmek, hatta köpeği yatar pozisyona getirmek bile veterinere ve sahibine işkence olabilir. Stres altında olan bir köpeğe zor kullanarak bir davranışı yaptırmak, köpeği ajite eder ve saldırganlaşmasına sebep olur. Bu yüzden köpeğinize bazı komutları öğretmek veteriner ziyaretlerinizi oldukça kolaylaştırır. Bu komutların bazıları, kullanım alanları ve öğretme biçimleri aşağıdaki gibidir:
 
Otur: Klinikte tedavi sırasında köpeğinizin oturur pozisyonda olması gerekebilir. Köpeğinize bu komutu öğretmek için haftada birkaç gün çalışmanız gerekecektir. Köpeğin rahat hissettiği bir ortamda köpeğe sert ve net anlaşılacak bir şekilde otur diye seslenin. Ardından kalçasına biraz baskı uygulayıp oturmasını sağlayın ve ödül yiyeceğini verip köpeğinizi sevin. Severken de aferin benzeri olumlu kelimeleri sakin bir tonda söyleyin. Bunu sık sık yaptığınızda köpek komutu aldığında kendiliğinden oturacaktır.
 
Pati Ver: Tırnak kesme ya da patilerde oluşan yaralara müdahale için bu komut oldukça önemlidir. Köpeğiniz oturur pozisyonda iken pati ver diye seslenip ön patisini elinize alın ve ardından ödül verin. Ödül ile beraber sevmeyi de unutmayın. Bunu her iki pati için köpeğiniz komut sonrası kendiliğinden patisini uzatana kadar tekrarlayın.
 
Yat: Köpekler yatar bir pozisyonda hareket alanı kısıtlı olacağından daha kolay aşı ya da iğne yapılır. Otur komutunda olduğu gibi köpeğinize yat komutunu verdikten sonra yatması için baskı uygulayın. Ardından ödül mamasını ve gerekli sevgiyi verin. Komut sonrası kendiliğinden yatana kadar tekrar edin.
 
Dön: Köpeğinizin tedavi sırasında bazen yan tarafa dönmesi gerekir. Bu yüzden yat komutundan sonra bu komutu da öğretmeniz önemlidir. Yatar pozisyondaki köpeğe dön komutunu verin ve dönmesini sağlayın. Döndükten sonra mama ve sevgi ile ödüllendirin. Bu komuta alıştığında diğer tarafa dönmesi için de eğitin.
 
Yukarı Çık: Köpeği sedyeye çıkarmak oldukça güçtür. Bu yüzden öncesinde yüksek bir yere çıkması için bu komut ile eğitmek önemlidir. Köpeğinizi masa benzeri yüksek bir yerin yanına getirip bu komutu verin. Komutu verdiğinizde masaya hafifçe vurup ödül mamasını koyun. Başlarda ağzı ile mamayı alacaktır. Sonrasında köpeğin masaya rahat çıkması için masanın yanına ufak bir yükselti yapın ve mamayı ağzı ile erişmesi zor bir yere koyun. Köpek bu şekilde komutu aldığında masaya çıkacaktır. Komuta alışana kadar tekrar edin.
 
Köpeğiniz yukarıdaki komutları duyup sizin zorlamanıza gerek kalmadan yapmaya başladığında eğitimleri bırakmayın. Belirli aralıklar ile eğitimleri tekrarlayın. Fakat yanınızda her zaman ödül maması olmayabilir. Bu yüzden köpek komutu yerine getirdiğinde her zaman ödül maması vermeyin. Sadece okşayıp sevgi sözleri kullanın. Eğitimin ilk başında komuta uyan köpeği ödül ile birlikte sevmek ve aferin gibi kelimeler kullanmak bu yüzden önemlidir.

3. Köpeği Veteriner Aletlerine ve Davranışlarına Alıştırmak

 
Köpekler için bazı davranışlar ve aletler yabancıdır. Köpek sahipleri, köpeklerinin belli bölgelerini belli şekillerde okşar. Daha önce karnı ya da kulağı okşanmamış bir köpek bu duruma tepki gösterebilir. Aynı zamanda köpeklerin karşılaştıkları aletler de kısıtlıdır. Yolda süpürge ya da farklı aletler ile çalışanları gördüklerinde tepki verebilirler. Bu yüzden köpeği olası dokunmalara ve aletlere alıştırmak gerekir.
 
Köpeğinizi alıştırmak için rahat hissettiği bir zaman seçmelisiniz. Ardından köpeğinizi sevmeye başlayın. Severken normalde dokunmadığınız bölgelerine de dokunun. Tepki gösterebilir. Tepki gösterdiği alanları bulun ve yavaş yavaş fethedin. Örneğin, arka bacaklarının ellenmesinden hoşlanmayan köpeğinizin önce ayak patilerine dokunun ve ödül maması verin. Bunu ayak patisine dokunduğunuzda köpeğin olumsuz tepki göstermeyene kadar yapın. Ardından yavaş yavaş köpeğinizin en hassas olduğu bölgelere doğru dokunup ödül maması verin. Bu hassas bölgeleri belirlerken kendinizi kısıtlamayın. Bazı teşhis ve tedavilerde kulak ve ağız içlerine el ile temas gerektiğini unutmayın. Aynı zamanda bu dokunma faaliyetleri sadece köpeğinizin hassas olduğu bölgelere odaklamayın. Kafasını ve sırtını severken hassas olduğu bölgeleri de ekleyerek dokunun ve mamayı verin.
 
Dokunma rahatlığı sağladığınız köpeğinizde steteskop, enjektör gibi veterinerin kullanması olası aletler ile dokunmaya başlayın. Bazı köpekler bu aletleri gördüğünde bile tepki verebilir. Bu gibi durumlarda aleti gösterin ve hemen mamayı verin. Aletin varlığına alıştıktan sonra bir elinizde alet varken diğer eliniz ile köpeği sevin. Zamanla sevme işini aletin bulunduğu el ile yapın ve köpeği severken aleti vücuduna dokundurun. Bir süre sonra aleti vücudunun her yerine dokundurmaya başlayın. Alet kulak içine bile temas ettiğinde köpeğiniz ses çıkarmayana kadar bu hareketleri tekrarlayın.
 
Yukarıdaki alıştırma işlemlerini tek bir gün içine sığdırmaya çalışmayın. Günlere ve haftalara yayarak tamamlayın.
 
a. Kafese Alıştırma
 
Veterinerlerde her zaman aşı işlemi yapılmamaktadır. Bazı durumlarda cerrahi müdahaleler ya da klinikte kalması gerekebilir. Bu yüzden köpeğinizin kafese alışması önemlidir.
 
Öncelikle köpeğinizin boyutuna uygun bir kafes ya da taşıma kabı edinin. Sıradan bir günde köpeğinizi bu kabın içine koyun ve ödül maması verin. Kafesin dışından köpeğinizi elinizle ve sözcükler ile sevin. Kafesin yanından uzaklaşmadan dışarı çıkarın. Birkaç bu kez durumu tekrarlayın. Bir süre sonra kafesten uzaklaşmaya başlayın ve köpeği yalnız bırakın. Zamanla köpeğin yalnız bekleme süresini arttırın. Bu süreçlerde köpeğiniz bu kabın içinde sıkıldığında havlayacak ya da ağlayacaktır. Bu sesi çıkarmayı kendiliğinden kesene kadar yanına gitmeyin ve kafesi açmayın. Bu sayede olası bir klinik yatışında köpeğiniz hem ortama daha rahat uyum sağlar, hem de veteriner çalışanlarını rahatsız etmez.
 
b. Ağızlığa Alıştırma
 
Köpeğinizde bazen yüksek acı veren yaralar ya da kırıklar oluşabilir. Bu yaralara müdahale esnasında acıların boyutu artar. Köpeğiniz bu acılar yüzünden verdiği tepkileri artırabilir ve bazen şokun etkisi ile veteriner çalışanlarını ve sizi ısırabilir. Bu yüzden köpeğinize müdahale öncesi ağızlık takmanız gerekir.
 
Köpeğinizi ağızlığa alıştırmak için öncelikle hafif ve göstermelik bir ağızlık tercih edilmelidir. Ağızlığın burun kısmına ödül maması dışarıdan el ile tutulmalı ve köpeğe doğru uzatılmalıdır. Köpek mamayı almak için ağızlığa hamle yapacaktır. Bu durumu birkaç kez tekrarlayıp sonrasında ağızlığı kapatmalısınız. Kapattıktan sonrada ağızlıktaki ufak boşluktan ödül maması verip sevebilirsiniz. Bir süre sonra köpeğiniz ağızlık ile zaman geçirmeye alışacaktır. Aynı işlemleri daha ağır ve büyük ağızlıklara alışana kadar da tekrarlamanız gerekebilir.
 
c. Kucağa Almaya Alıştırma
 
Köpeğiniz boyut olarak küçük bir ırk değilse normal zamanlarda kucağa alınmaz. Alışkın olmadığı için kucağa alındığında tedirgin olması normaldir. Klinik ortamının verdiği hava ile bu tedirginlik daha da ilerleyebilir ve köpeğiniz saldırgan davranışlar sergileyebilir. Bu yüzden normal zamanlarda kucağınıza almak ve köpek kucağınızda iken sevmek bu durumu kolaylaştırır. Fakat köpekler çoğu zaman yanlış bir şekilde kucağa alınmaktadır.
 
Köpeklerin uzuvları insanlar gibi değildir. Özellikle ayakları oldukça hassastır. Çocuklar ya da bebekleri kucağa alırken koltuk altlarından tutularak kaldırılır. Köpekleri bu şekilde kaldırmak en sık yapılan hatadır. Bu şekilde kaldırılan köpeklerin kol kasları ve kemikleri zarar görebilir, bazı durumlarda kırıklara ve felçlere bile sebep olabilir. Daha önce köpeğinizi bu şekilde kucağınıza almış ve köpekten herhangi bir tepki almamış da olabilirsiniz. Bu durum köpeğinizin canının yanmadığını göstermez. Aynı insanlarda da olduğu gibi köpeklerinde acı eşikleri değişkendir ve her acıya tepki göstermezler. Bu yüzden aşağıdaki şekilde kucağa almanız gerekir.
 
Kucağa alırken bir elinizi ön iki patisinin arasından, köpeğin göğsüne doğru sokmalısınız. Yani elinizi köpeğin başının altından sokup vücudu ile paralel halde kavramalısınız. Diğer elinizi de arka patileri arasından aynı şekilde sokup dirseklerinizi kırarak kaldırıp, göğsünüze yaslamalısınız.
 
Bu işlemi yaparken yere dizlerinizi kırarak eğilmelisiniz. Belinizi kırarak eğilmeniz ileriki süreçlerde bel fıtığına sebep olabilir.

4. Veteriner Ziyaretlerinde Köpek Sahibinin Davranışları

 
Köpek sahipleri veteriner işlemleri sırasında tepkilerini kontrol edemeyebilirler. Köpeğine zarar gelmesinden korkan sahipleri tedirgin ve gergin davranışlar sergileyerek köpeğin davranışlarına da etki eder. Öncelikle olası bir stres durumunda ne yapmanız gerektiğini öğrenmelisiniz. Bazı nefes egzersizleri ve kendinizi telkin yöntemleri bu durumu kolaylaştırabilir. Eğer bu işlemleri nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
 
Klinik müdahale esnasında panik olmamanız sadece köpeği ajite etmemek için değildir. Tıbbi ya da ekonomik kaygılar ile klinikler köpeklere müdahale öncesinde uyuşturucu ilaçlar verebilir. Bu ilaçların yan etkileri oldukça ağırdır. Elbette bazı durumlarda uyuşturucu ilaçlar olmadan müdahale mümkün değildir. Fakat veteriner hekimlerin bir kısmı uyuşturucu ilaçlar ile yatıştırmayı alışkanlık haline getirmiştir. Bu durum hekimlerin kendi arasında da görüş ayrılıklarına sebep olur. Cerrahi olmayan bir müdahale esnasında köpeğin davranışlarını kısıtlamak için sahibinin önceden öğrettiği komut ve ödüller uyuşturucu kullanımını engeller.
 
Aynı zamanda her işletmede iş etiği dışında çalışan ve saldırgan davranışlar sergileyen bireyler olabilir. İşveren ne kadar özenle çalışanlarını seçse de gözden kaçma ihtimali hep vardır. Bu yüzden bu tarz kişiler köpeklere sakinleştirme adı altında şiddet uygulayabilir. Dünyada bunun örnekleri oldukça fazladır. Sakin bir köpek sahibi köpeğine yapılan müdahaleyi izleyerek bu durumları engelleyebilir.
 
Eğer köpeğinizin veteriner ziyaretlerinde sakin kalmasını ve veterinerin var olan probleme doğru müdahalesini kolaylaştırmak istiyorsanız, bu yöntemleri uygulamanız hem köpeğiniz hem de sizin için oldukça önemlidir.
 

Benzer Yazılar

Yukarı